Üstün zekalı çocukların eğitiminde izlenmesi gereken yollar ve karşılaşılabilecek sorunlar



ANKARA'da Uğur Okulları ana sponsorluğunda 5'inci Zeka ve Yetenek Kongresi başladı.

Türkiye Zeka Vakfı ve ODTÜ Eğitim Fakültesi işbirliğiyle ODTÜ Kültür Kongre Merkezi'nde Uğur Okulları ana sponsorluğunda iki gün süren 5. Zeka ve Yetenek Kongresi düzenlendi. Zeka ve yetenek kavramları kapsamdaki güncel tartışmaları ilgili kişilere ulaştıran, hem yerel hem global ölçekte en iyi uygulama örneklerini katılımcılarla buluşturan kongreye konunun uzmanları, öne çıkan kanaat önderleri ve Türkiye'nin dört bir yanından eğitimciler ile aileler katıldı.

Kongrede eğitim alanının tüm aktörlerini yakından ilgilendiren ve güncelliğini her dönem koruyan; sosyal iletişimin zeka ve yetenekle ilişkisi, beynin yapısı, üstün zekalı çocukların eğitiminde izlenmesi gereken yollar ve karşılaşılabilecek sorunların çözümüne ilişkin konular görüşüldü.

"50'NCİ YILIMIZDA BÖYLE BİR KONGREYE SPONSORLUK YAPMAK GURUR VERİCİ"

Uğur Okulları Genel Müdürü Nevzat Kulaberoğlu kongrenin açılış konuşmasında şunları söyledi:

"Türkiye Zeka Vakfı tarafından 5'incisi düzenlenen Zeka ve Yetenek Kongresinde bir aradayız. Kongrenin ana sponsoru Uğur Okulları Genel Müdürü olarak ve bir eğitimci olarak karşınızdayım. Uğur Okulları 50 yıldır ülkemizin eğitim sisteminde yer alan ve 50 yıldır insanlığa hizmet eden bir kurum. 50'nci yılımızda böylesine önemli ve değerli bir kongreye destek verme şansını yakaladığımız için duymuş olduğum gururu ve mutluluğu paylaşmak istiyorum."

"İNSANIN ve İNSAN BEYNİNİN DOĞUŞTAN SAHİP OLDUĞU KIVRAKLIK, ASLINDA SONRADAN KÖRELTİLİYOR"

"Zeka ve yetenek herkeste var olan ama kullanılması, değerlendirilmesi konusunda eksikliğimiz olan metfunlar. Bu nedenle bu çalışmayı çok önemsediğimizin altını çizmek istiyorum. Malumunuz insan beyninin nöroplastit özelliği var. Yani yoğrulabilen bir özellik. Ne kadar çeşitli uyarılana maruz bırakırsanız o kadar gelişen, o kadar ilerleyen bir yapı. Tıpkı kaslarımız gibi ne kadar kullanırsanız o kadar gelişen, kullanmadıkça da körelen bir organ. Klasik eğitim sistemi başarı odaklı olduğundan öğrencilerimizin mantık ve matematik zeka alanı diğerlerine göre daha fazla gelişiyor. Köyde yaygın fiziksel alanlarda özgürce büyüyen bir çocuğun, kentteki apartman dairesinde büyüyen bir çocuğa göre bedensel ve kinestetik zekasının daha fazla gelişecek olduğunu hem tahmin hem de müşahede ediyoruz. İnsanın ve insan beyninin doğuştan sahip olduğu kıvraklık aslında sonrasında köreltiliyor. Aslında öğrencilerin zeka kavramı üzerinden kıyaslanmaması gerektiğini ve kıyaslanmayacağını; her öğrencinin zihinsel becerilerinin genetik yapısı, aile ve sosyal ilişkileri, yaşadığı coğrafyanın özellikleri, sosyoekonomik ve sosyokültürel seviyesi gibi faktörler tarafından şekillendiğini göstermektedir."

"ÖĞRENCİNİN BAŞARILI OLMADIĞI ALANLARI DA GELİŞTİRİLEBİLECEK OLDUĞUNU UNUTMAMAMIZ GEREKİYOR"

"Ayrıca beynimizin yoğrulabilir yapısı bize öğrencilerin güçlü zihinsel alanlarının ilgili uyaranlarla beslenerek geliştirilebileceği gibi, zayıf alanlarının da etkili eğitim metotlarıyla, yaklaşımlarıyla ve uygulamalarıyla istenen seviyeye getirilebileceğinin imkanını vermektedir. Çoğumuz eğitimciyiz burada, bize düşen en önemli görevin her öğrencinin biricik olduğu gerçeği temelinde, güçlü olduğu zeka alanını en iyi şekilde kullanarak kendi potansiyelinin zirvesine ulaştırılmasını sağlamaya çalışmak olmalıdır. Yani farklı özellikleri olan öğrencilere tek bir parkurda birincilik için yarıştırmak yerine herkesin kendi parkurunda en iyi derecesini yapmasını sağlayacak sistem, uygulama ve yaklaşımlarla ilerlememiz gerekiyor. Bunu yaparken tabii ki öğrencinin en başarılı olmadığı alanlarının da geliştirilebilecek olduğunu unutmamamız gerekiyor. Zeka ve Yetenek Kongresi olduğu için küçük bir güncel analojiyle kapatmak istiyorum. İnsan beyni bir donanımdır. Zeka bu donanıma yüklenebilen bir yazılımdır, işletim sistemidir. Biz eğitimciler okullar ve müfredatlar ise bu yazılımı ve işletim sistemini üreten geliştiren uzmanlar olarak değerlendirmeliyiz kendimizi."

"GELECEĞİN EĞİTİMİ STEM VE ERKENSTEM"

Öğrencilerin zeka ve yetenek gelişiminde etkili olan öğrenme yöntemlerine de değinen Kulaberoğlu şöyle devam etti:

"Zeka ve Yetenek Kongresi veya buna benzer kongreleri eğitim kurumları olarak desteklememiz gerekiyor. Biz, Uğur Okulları olarak dünyanın geleceğinin, insanın geleceğinin iyi eğitilmiş bilgili insanlardan geçtiğini düşünüyoruz. İnsan beyninin insanın kendi kendini ortaya koyabilecek olduğu uygulamalara daha çok yer verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Geleceğin eğitimini biz STEM ve erkenSTEM olarak betimliyoruz. STEM'in açılımı bilim, teknoloji, mühendislik, matematik; buna sanatı da ekliyoruz. Bireyin yaratıcı düşünebilmesini, analitik düşünebilmesini, problem çözebilmesini ve bu alanlarda beceri kazanmasını sağlayan eğitim yaklaşımıdır. Özellikle 21'inci yüzyılda, gelecekte iyi eğitilmiş, bilgili ve donanımlı bireyler ancak dünyayı daha yaşanır daha barışçıl hale getirebilecek. Bu da STEM eğitimi gibi, kodlama ve robotik gibi uygulamalarla gerçekleşebilir. Çocuklarımızın teknolojiye yatkınlığını, teknoloji üretebilen, teknoloji anlayabilen, teknolojinin ve bunun gibi uygulamaların insan yaşamının sosyal yaşama, coğrafyaya ve ekonomik yaşama katkılarını ve etkilerini anlayabilen ve buna göre davranabilen bireyler olarak yetişmesini sağlayacaktır STEM eğitimi. Bu tür yenilikçi uygulamalar şu anda sadece özel okullarda yapılabiliyor. En yakın zamanda bütün ülkemizin bütün çocuklarımızın bu imkana erişmesi gönlümüzden geçiyor."

Kongrede ikinci gün ise BAUSTEM erkenSTEM Program Sorumlusu Dr. Canan Mesutoğlu ve Uğur Okulları erkenSTEM Bölüm Başkanı Beril Evinç "erkenSTEM: Okul Öncesi ve İlkokul Kademesinde STEM Uygulamaları" konusu ile sunumlarını gerçekleştirdi. Çocukların nasıl öğrendiği, etkin öğrenme ve zeka gelişiminde STEM ve erkenSTEM yaklaşımlarının önemi ve bu yaklaşımların kazanımları konularına değindiler.

Kongre kapsamında, erkenSTEM eğitim yaklaşımını katılımcıların deneyimlemesi amacıyla "erkenSTEM Eğitim Atölyeleri" de gerçekleştirildi. erkenSTEM eğitim yaklaşımının 4 temasından biri olan "Yeşil Dünyamız" teması kapsamında atölyeler gerçekleştirildi. Katılımcılardan, onlara verilen "Bilgi Temelli Hayat Problemi"ni çözmeleri istenerek, erkenSTEM kazanımlarını deneyim etmeleri sağlandı.

Konular